Neye Baktım Neyi Gördüm? (Pazartesi Yazıları 4: Tuhaf Bir Pazartesi Yazısı)
Artık her Pazartesi değil, "bazı" Pazartesiler karalamaya devam... Bu hafta ilk defa blogda konuk bir yazar var. Blog kardeşim, öykücü Onur Çalı beni kırmadı, bu hafta bir yazısını paylaştı. Kitapları burada , blogu ise burada . Kendisine çok teşekkür ediyorum. *** “pazar günleri pazartesi alır beni” Haftanın Sonu, Pinhani Balkan göçmeniyiz biz. Ben burda doğdum, annem babam da öyle. Ama anneannem, allah rahmet eylesin, hele alzheimer’ı ilerledikçe oraları anlatır dururdu. Uzun saçlarım vardı o zaman derdi, ne güzel kilimler dokurdum derdi. Bir tanesi bizim evde hâlâ durur. Kırmızısı baskın, eski bir kilim. Hastalığı ilerledikçe beni unutan anneannem bu halıyı unutmazdı, oraları unutmazdı. Çünkü oraların diliyle konuşurdu. Tamam, Türkçe konuşuyordu ama işte araya Sırpça sözcükler katarak. Katmasa da, Zeki Müren gibi konuşamazdı zaten Türkçe’yi. Pazarertesi derdi mesela. Nedense bunu hatırladım şimdi, bu yazı için oturduğumda. Doğrusu, anneannemin Pazarertesi...