Bir alıntı ve bir şarkı


Şule Gürbüz "Zamanın Farkında" isimli kitabında diyor ki:

"Çok şaşarım şiir sevenlere, okuyup geçenlere, kitabı kapatıp yemek yiyenlere, o bakışla yaşayıp da ölmeyenlere. Şiir sevilmez ki, öyle duyulur, öyle bakılır, hastalanılır, zehirlenir, ölünür. Şiir sonunda öldürür."

Okuduktan sonra çok etkilendiğim bu üç cümle aynı şeyleri bazı şarkılar için hissettirir. Mesela Yeni Türkü'nün Nilüfer isimli bir şarkısı var son albümünde. O şarkının sadece ilk dörtlüğü beni çeker:



"Sevgin bana taşmadığında
Kuru bir dala benzerim
Gözlerin bana bakmadığında
Kanadım kırıktır benim"

Ya da Bülent Ortaçgil'in Bozburun isimli şarkısı beni dipsiz bir kuyuya çeker ve kuyunun dibinde yaşamaya mahkum eder:

"Güneşi yolladık bütün renklerle
Oyuncağıyız artık alışkanlıkların"

Kurmaya çalıştığım cümleler, yazıp bozduğum kelimeler arasında emeklemeye başladığımdan beri daha çok okumaya çalışıyorum. Bazı okuduklarımdan sonra kalan bu hastalık, bu zehir, bu ölüm olmasa, ben başka birisi olurdum muhakkak.

İşte gecemin şarkısı. Şimdiden on kez dinledim. Devam...




Yorumlar