Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2013 yılından son notlar: Kitaplar, Filmler ve Tiyatro Oyunları

Resim
Manguel her ne kadar "İyi okur okuduğu kitabı saymaz." dese de, ben yine de bu yıl içinde okuduğum kitapları, izlediğim filmleri ve izlediğim tiyatro oyunları içeren bir liste yayınlamaya karar verdim.  Manguel haksız sayılmaz aslında. Çünkü iyi okur için, okumak her şeyin önündedir, yazmanın, blog içeriği oluşturmanın, twitter'ın, diğer işlerin... Fakat liste yapmak, basit bir dökümantasyon ihtiyacının giderilmesi bana kalırsa. Fazla vakit harcamamak ve fazla anlam yüklememek en güzeli. Kişisel bir bilgi, bu yıl her şeyin arasında, bir de doktora yeterlilik denen bir travmayı da atlatmış olduğumu mutlulukla eklemek isterim. Sıra doktora tezine geldi. Yepyeni bir süreç. Bir sürü benliğim var zaten, benliklerimin her birisinin de yepyeni benlikleri oldu 2013'ün son yarısında. Benliklerimin yeni benlikleri arasında dolanırken elimden geçenlerin listesi size sunduğum.  Yeni yılda, çeşitli konulardaki yazılarımı theMagger, Şalom gazete ve Aşiyan dergi yanında, y

Öykü Yazarlarıyla Söyleşiler (5): İlkay Yıldız

Resim
Tam söyleşilere ara verme ihtiyacı hissederken, hayat karşıma İlkay Yıldız’ı çıkardı. Çeşitli reklam ajanslarında çalışarak edindiği deneyimlerini yeni reklamcılarla paylaşan; sadece reklam değil, müzik, futbol ve edebiyat alanlarında da yazan, yazmanın en sevdiği şey olduğu gözlerinden okunan bir hikâye anlatıcısı. Yeni projeleri arasından biz edebiyat yönüne, öykülerine yoğunlaştık. “İyi ki edebiyat okudum.” ; “Öykü seven arkadaşlarım bile edebiyat dergileri almıyor.” diyor. Kafanızda yeni soru işaretleri oluşturabilmek ve sizi öykü üzerine biraz olsun düşündürebilmek için hazırladığım “kitapsız” öykücülerle röportajlarımın dördüncüsü karşınızda. İnternetteki en nitelikli edebiyat neşriyatlarından birisi olan altzine’den ödüllü bir öykün var: “Yedek Talihli” . Öykülerine geçmeden önce seni biraz tanıyabilir miyiz? 2003 yılında reklam sektöründe çalışmaya başladın. 2003 yılı öncesinde neler yapıyordun? Okuldaydım. Bilinçli bir şekilde edebiyat okumak istedim. İstanb

İstanbul Tüyap Kitap Fuarı 2013 Notlarım

Resim
2 Kasım 2013 tarihinde başlayan fuarı kaçırmamak için bu haftasonu Beylikdüzü'ne gitmenizi öneririm. Benim fuar notlarım şöyle: 1. Fuar yolu uzun, şikayete devam etmek istemiyorum. Twitter hesabımda gün boyu paylaştım. 2. Fuar girişinde, aslında 7 TL olan biletler, 5 TL'ye satılıyor. Öğretmen ve öğrenciler, sakın almayın, sizlere ücretsiz. Diğer arkadaşlar için bana kalırsa 2 TL'nin hesabını yapmayın, adamlar ücretsiz biletlerden haksız kazanç sağlıyorlar... Ama simit, ayran ve benzeri girişimcileri seviyorum. Sayelerinde aç kalmadım :) 3. Fuar hafta içi olmasına rağmen oldukça kalabalıktı. Yorulunca oturacak yer bulmak pek mümkün değil. Erken gitmekte fayda var. 4. Benim gibi öykü severler için fuarın en ilgili yayınevleri: AYLAK ADAM ve ALAKARGA YAYINLARI idi. NOTOS 'ta da Semih Gümüş her zamanki gibi hoşsohbetti.

KİTAP: Ayn Rand - Hayatın Kaynağı

Resim
Amerika’da 1943 yılında yayımlanan ve Türk reklam piyasasının yirmi yıldan fazla süredir farkında olduğu kitabı, ünlü Amerikan dizisi Mad Men’i takip edenler de bilirler.  Kitabın konusu Orijinal adı “The Fountainhead” olan kitapta mimarlık mesleği üzerinden toplumda gücü elinde tutan kurumları ve bunların hepsinin arasında ayakta kalmaya çalışan “bireyci” insanın duruşu gözler önüne seriliyor. Kitabın baş kahramanı Howard Roark , mimarlık fakültesinden kovulmuş bir mimardır. Görüşleri nedeniyle fakültesinden atılır; atılmadan önce kendisine bir fırsat tanınmasına rağmen benimsediği değerlerden vazgeçmez. Yapacağı binalarda hiçbir fazlalık olmasına, Viktoryan veya benzeri farklı tarz eklemeler yapılmasına katlamayan ve müşteri bulmayı, asıl amacı olan kendi tasarladığı gibi binalar yapması için sadece bir araç olarak gören bir mimar. Benimsediği değerlerden vazgeçmesi için kendisine yöneltilen tekliflerin hiç birinde bir kez bile “acaba” diye düşünmeden benimsedikleri uğru

KİTAP: Leylâ Erbil - Gecede*

Resim
“Uykularımızın içinde bugün bile düdük sesleri duyarak uyandığımızı biliyor mudur?” Leylâ Erbil’in Türk Edebiyatı’nın en değerli yazarlarından biri olmasının önemli sebeplerinden birisi, özgünlüğü. Türkiye’de kaç yazar tanıyoruz, ödüllere karşı olmakla kalmayıp; kitaplarından birini bir ödül törenine gönderip de ödül alamadığını kitabının ilk sayfasına yazdıran? Ödülleri reddeden? Otobiyografisini yazdırmaya ya da nehir söyleşi yapmaya yanaşmayan? “Gecede” , ilk baskısı 1968 yılında yayımlanan bir öykü kitabı. Yedi öykü içeriyor. Öykülerin tamamında didaktik olmayan, fakat kahramanlarının dilinden hayatı sorgulamaya yönlendiren zamansız bir dil var.  (...) *Melisa Sürücü,  Aşiyan, Ekim, Sayı: 14.

Güney Koreli Yönetmen Kim Ki-Duk İstanbul’daydı!*

Resim
Türkiye-Kore Film Haftası kapsamında İstanbul'a gelen Güney Koreli yönetmen Kim Ki-Duk , İstanbul’da büyük bir ilgiyle karşılandı. Yoğun ilgi karşısında az kalsın ağlayacak gibi olduğunu söylemeye çekinmeyen bu özel adam, şaşırtıcı fakat samimi açıklamalarıyla seyircileri kendisine hayran bıraktı.

Ezginin Günlüğü - Seni Düşünmek

Resim
Akşam oldu. İşten eve geldin. Yemek yedin. Düşündün, yine bir gün daha geçti ruhunu aç bıraktığın. Derken... Bir şarkıya denk geldin, daha önceden dinlemediğin. Ruhun canlandı, uyuşukluğun da geçti. Tekrar tekrar dinlemeye başladın... Sonra yazmaya...

10. Ayvalık Edebiyat Günleri

Resim
2013 yazı, edebiyat etkinlikleri bakımından verimli bir yaz oldu. Yaz boyunca İstanbul dışına kaçabilme özgürlüğü olanlar veya kış boyunca İstanbul'da düzenlenen edebiyat etkinliklerini mesafelerden dolayı kaçıranlar için.  Seferihisar   Edebiyat Günleri ve Gümüşlük   Akademisi'nin düzenlediği şiir atölyesi etkinliklerinden sonra şimdi de Ayvalık Kültür ve Sanat Günleri kapsamında onuncusu düzenlenen Yazar Atölyeleri edebiyat severlerin katılımını bekliyor.  Yazlık yerlerde ne güzel şeyler oluyor. Zaman zaman "hayat" olarak tanımladığımız İstanbul'u bırakıp gidebilirsek... 2 - 3 Eylül'de Mario Levi 'nin atölyesi ile başlayacak olan etkinlikte, 4 Eylül'de Mine Söğüt 'ü, 5 Eylül'de Aslı Tohumcu 'yu, 6 - 7 Eylül'de Murat Gülsoy 'u  ve 8 - 9 Eylül'de İnci Aral 'ı dinleyebilirsiniz. Ayvalık Beyaz Yalı Otel 'de gerçekleşecek olan etkinliğe katılmak istiyorsanız, acele etmelisiniz. Kontenjan yirmi kişi ile

Öykü Yazarlarıyla Söyleşiler (4): Veysel Kaygusuz

Resim
Henüz bir öykü kitabı yayımlanmamış olan, fakat edebiyat dergilerinden takip ettiğimiz öykücülerden birisi de Veysel Kaygusuz. Gaziantep şehrinde, "Don Kişot Kitabevi" kurulmadan önce kitap satın alabileceğiniz tek yerin "D&R" olduğuna inanabiliyor musunuz? Sırf kitabevi açma isteği sebebiyle bile hayatta güzel şeylerin de olabileceğini hissettiren, içimde umutlar yeşerten bir buluşma oldu. Veysel Kaygusuz, Gaziantep’te Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapıyor, aynı zamanda Don Kişot Kitabevi'nin iki ortağından birisi. Arkadaşım Konserveruhlar 'ın  önerisiyle  Notos ’ta okuduğum “Sis” isimli güzel öyküsü sonrasında kendisiyle iletişim kurmaya karar verdim. Yazmaya nasıl başladınız? Yazma serüveni okumayla doğru orantılı bence. Ortaokul ve lise yıllarım yoğun okumalarla geçti. Başkasının hikâyelerini hep sevdim ve sevdiğim yazarlara benzemeye çalışarak başladım yazmaya. Sonrasında üniversitede -kısmi de olsa- bunun teknik eğitimini

ALINTI: Itzhak Perlman

Resim
28 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul'da bir konser veren Itzhak Perlman , dünyanın en iyi keman virtüözlerinden birisi olarak kabul ediliyor. Konserini maalesef izleyemedim, bunun yerine İstanbul'da verdiği bir röportajdan alıntı yapmakla yetineceğim. Benim gibi kaçıranlar, merak etmeyin tekrar gelme ihtimâli yüksek! "Şanslı bir insan olduğumu düşünüyorum. Ben müziği gerçekten içimde hissedebiliyorum. Çok sevdiğim bir şeyi dinlerken ağlarım mesela. Bu işte müziği ruhunda hissedebilmek. Bazısı: "Aa güzelmiş!" der ama duvar gibidir, şaşırmaz, etkilenmez. Oysa güzeldir hayatta şaşırmak, içlenmek, duygulanmak..."

SÖYLEŞİ: Elif Kaya ile Opera ve Şan Eğitimi Üzerine

Resim
Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Opera bölümünden mezun olan Elif Kaya, Maltepe Üniversitesi Konservatuvarı Müzik Bölümü’nde ve Semiha Berksoy Opera Vakfı’nda Şan Eğitmenliği yapıyor. Müzikal geçmişi ve şan eğitmenliği hakkında kendisine birkaç soru sorduk. Elif Kaya, gözlerinin içi gülen, pozitif bir insan. Hayatından bahsetmeye başladığında, röportaj yapmakta olduğumu unutup, merak dolu bakışlarla “Acaba sonra ne oldu?” diye sormaktan kendimi alamadım. Merzifon’da yedi kardeşli bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya gelmiş. Üniversite eğitimine Samsun’da başlamış. Biyoloji bölümünde okurken, hiç hesapta yokken kendini Bilkent Üniversitesi’nin Konservatuvarı’nda buluyor. Sonrası malum. Hep arzu ettiği, tutkunu olduğu işi yapmaya başlaması onu var eden sebeplerden birisi olmuş. Nasıl oldu da Samsun’da Biyoloji okurken kendinizi Ankara Bilkent’te konservatuvarda buldunuz? 

Neden öykü kitapları romanlar kadar okunmuyor?

Resim
Bilenler bilir. Yekta Kopan'ın hafta içi her gün NTV ekranlarında kısacık bir kültür-sanat programı var:  Gece Gündüz . İş çıkışlarımda yakalayamasam da yolda gelirken cep telefonumdan da olsa ucundan bir yerinden yakalamaya, sevdiğim bir konuk varsa internetten videosunu bulmaya çalıştığım güzel bir program. Uzun zamandır sadece "öykü" başlıklı bir konudan televizyonda bahsedildiğine denk gelmemiş olmanın açlığı ile Cemil Kavukçu'nun konuk olduğunu anlar anlamaz kulaklığımın sesini yükselttim. 2013 Erdal Öz Ödülü'ne layık görüldüğü açıklanan Cemil Kavukçu'yu, öykü okumayı sevenlerin çoğu bilirler. Benim amacım bugün programda söylediklerini, programı izleyemeyen öykü severlere iletmek. Okumaya ve yazmaya gönül vermiş herkesi ilgilendirecek bir soru-cevap. Yekta Kopan: Neden öykü kitapları romanlar kadar okunmuyor? Cemil Kavukçu: Okunması daha zor da ondan. Öyküde yazar, okuyucusundan daha büyük bir katkı bekliyor. Öykü okumak başlı başına b

Tiyatro Oyunu: BENT

Resim
İstanbul’un en yeni tiyatrosu Tiyatro D22 ’deyim. Galata, Şair Ziya Paşa Yokuşu’nda yer alan  Hamursuz Fırın ’da. Bir süredir kültür-sanat etkinliklerinin gerçekleştiği bu mekânda artık gencecik, gözleri ışıl ışıl parlayan üç konservatuvar mezunu Berkay Ateş , Can Kulan  ve  Emir Çubukçu  kurdukları tiyatro topluluğunun oyunlarını sergileyecek. Yönetmenliğini Meltem Cumbul ’un yaptığı ilk oyunları Bent , Mart ayının başında prömiyer yaptı ve Haziran ayına kadar Hamursuz Fırın’da sahnelenmeye devam edecek. Aslen bir tiyatro metni olan Bent, günümüzde daha çok 1997 yılında Sean Mathias tarafından çekilen aynı isimli film ile biliniyor. Clive Owen ’ın baş rolünü oynadığı, önemli yan rollerden birisini de Mick Jagger ’in üstlendiği o etkileyici filmin senaryosu Martin Sherman tarafından 1976 tarihinde yazılan bir tiyatro oyunu. İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde sahnelenmiş. Hatta filmde Clive Owen’in, bu oyunda da Berkay Ateş’in canlandırdığı baş rol Max’i İtalya’da Mehmet Gü

Öykü Yazarlarıyla Söyleşiler (3): Mesut Barış Övün

Resim
Üçüncü konuğuma Varlık dergisinde yayımlanan öyküleri aracılığıyla ulaştım. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi bölümünden mezun olduktan sonra, son on beş yıldır Sakarya Üniversitesi’nde İngilizce öğretmenliği yapıyor. “Elmanın içi” isimli kişisel blogunda ise oğlu ile ilişkilerini, okuduğu kitapları, izlediği filmleri ve dinlediği müzikleri yazıyor. Klasik bir soruyla başlıyoruz. Yazmaya nasıl başladınız? Ne zamandan beri yazıyorsunuz? Öncelikle söyleşi öneriniz için çok teşekkür ederim. “Sadece dergilerde yazıları çıkmış kişilerle görüşme yapmak” güzel bir fikir ve bizler için de teşvik edici. Benim henüz iki öyküm yayımlandı; o yüzden burada olmak heyecan verici. Sorunuza gelirsek, öğrenciyken günlük tutardım. Yazı yoluyla bir şeyler anlatmayı seviyordum. Sonra çok az yazı yazdığım çok uzun bir dönemim oldu. Kafamda öyküler, başlangıç cümleleri hep vardı ama pek oturup yazamıyordum. Bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordum. Oğlum doğduğunda bir blog açtım

Öykü Yazarlarıyla Söyleşiler (2): Gülda Şahin

Resim
Edebiyat dergilerinde öyküleriyle karşılaştığımız fakat henüz bir öykü kitabı yayımlanmamış olan öykücülerle sohbet etmeye devam ediyoruz. Röportaj serimizin ikinci konuğu Gülda Şahin. Nitelikli edebiyat bloglarından Ayşe’nin Kitap Kulübü’nün üyelerinden. Notos Öykü’nün 38 numaralı Şubat-Mart sayısında “Sinan ve Öteki Şeyler” isimli öyküsünün yayımlanmasının ardından kendisiyle buluştuk. Ne zamandan beri yazıyorsunuz? Fatih Özgüven ’in beni çok etkileyen bir öykü kitabı var: “ Hep Yazmak İsteyenlerin Hikâyeleri ”. Oradaki bazı karakterlerde kendimi görüyordum. Hep yazmak istiyordum. İş, ev, o, şu derken yaşam elimden kayıp gidiyordu. Sonum aynı kitaptaki “Son Hikâye”deki gibi olmak üzereydi. (O öykünün kahramanı olan yazar ölür ve artık yazmak için önünde hiçbir bahane kalmaz. Yazabilmesi için her türlü koşul hazırdır ama yine de yazmaz.) Ayşe, bir kitap kulübü kurmayı önerdiğinde, bunun uzun soluklu olmayacağını düşünmüştüm ama yaklaşık dört yıldır birbirimize daha da

EDEBİYAT ETKİNLİĞİ: Şair Birhan Keskin ve Yazar Sema Kaygusuz - Edebiyat ve Melankoli

Resim
12 Şubat 2013 akşamı İKSV Salon’da bir edebiyat etkinliği için toplanan kalabalık, Edebiyat ve Melankoli gibi sürpriz bir başlık içerisinden neler umdu neler buldu? Etkinlik sırasında aldığım notlarımı sizlerle paylaşmak istedim. Çoğunluğu kadınlardan oluşan kalabalık için kitap satışı yapılıyordu, satılmakta olan kitaplardan eksiklerini tamamlayanlarla birlikte İKSV ‘nin o güzel binasının Salon kısmına geçtik ve etkinlik tam zamanında başladı. Başlangıçta Sema Kaygusuz özellikle uyardı seyircileri, akşamın bir sohbet tadında geçirilmesi planlanmıştı. Bir şair ve bir yazar evlerinde oturup konuşuyorlarmış gibi. Derken Birhan Keskin ayağa kalktı ve ruhunu soymaya başladı.

Öykü Yazarlarıyla Söyleşiler (1): Ümit Aykut Aktaş

Resim
Türk öykü yazını bir süredir oldukça verimli bir dönemini yaşıyor. Kurmaca metinler yazmaya heves eden kişilerden işe öykü ile başlayanların sayısı hiç de az değil. 2012 yılında da birçok ilk öykü kitabı yayınlandı. Edebiyat dergilerinde, gazetelerin kitap eklerinde ve nitekli bloglarda bu kitaplara ilişkin tanıtım yazılarına yer verildi. Okuyacağımız kitapları seçmemizde bu tür yazılar okurları etkiliyor. Fakat, bu yazıların büyük çoğunluğunun benzer kitaplar hakkında olması, bazen şüpheli düşünceler içerisinde olmamızı engellemiyor. İlk defa kitabı yayımlanan bir yazar için birden fazla eleştirmen ve okur tarafından değerlendiriliyor olmak elbette önemli. Ancak edebiyat dergilerinde birçok öyküsü yayımlanmış olan fakat henüz bir kitabı yayımlanmamış olan iyi öykü yazarları da var. Amacımız şimdilik sadece dergilerden takip ettiğimiz öykücüleri biraz tanıyabilmek. İşte onlardan birisi ÜMİT AYKUT AKTAŞ . Öykü türünü sizin için farklı kılan nedir? Neden roman, deneme, şiir veya

Sait Faik Abasıyanık Öykü Dinletisi: "Her Şey İnsanı Sevmekle Başlar”

Resim
Sait Faik Abasıyanık öykü severlerlerin başucu yazarlarındandır. Yirminci yüzyılda Türk edebiyatında kısa öykü denildiğinde farklı tarzı ile ilk akla gelen ve öykü türünü dönüştüren yazarlardandır. 1906-1954 yılları arasında yaşadığı kısa ömründe çoğunlukla öykü olmak üzere birçok eseri yayımlanan yazar, bu günleri görse gururlanır mıydı; yoksa insan sevgisinin o günlerden bugünlere yok olmaya yüz tutması onu daha çok mutsuz eder miydi, bilemiyoruz. Mesai saatim dolar dolmaz işten çıktım ve ilk iş olarak İş Bankası Kuleleri’nin altında yer alan yemek bölümünde kendime göre bir şeyler bulmak üzere içeriye girmeye çalıştım. Etkinliğin başlamasına yaklaşık iki saat olduğu için, benden başka herkes Kule’deki mesai saatleri bitimi sebebi ile işten çıkıp servislerine yerleşmek üzere hızla yürüyordu. Kendimi, ters bir yöne akmakta olan bir nehir gibi hissettim. Yemeğimi yerken benim kadar erken gelip, benimle tesadüfen aynı lokantada yemeğe oturan dörtlünün etkinliğin müzisyenler

KİTAP: Hüseyin Kıyar - Hisar'dan Ahmet

Resim
En güzel manzaralardan birisidir güzel bir sokak manzarası. Gecenin karanlığını az da olsa aydınlatan sokak lambasının altından düşen kar tanelerini izleyen koltuğunuzda, sıcak çay eşliğinde iyi bir edebiyat metni okumak istiyorsanız, bu kitabı okuma listenize almalısınız. Hisar’dan Ahmet kimdir? Kitabın anlatıcısının babasıdır. Ama oğlunun bile gözlemlerken garipsediği huyları vardır. Çocuk mudur, baba mıdır bazen karıştırılabilir. Şaka diye bir çocuğun karnesini alıp, geri vermez. Oğlunun bayılarak baktığı bir kız olduğunu fark ettiğinde, kızın da orada olduğuna aldırış etmeksizin oğluna şaplağı yapıştırıverir. Sonra hanımına der ki: “Gız senin bu oğlun vırtladı!” Oğluyla gittiği hamamda oğlunun cinsel organının etrafındaki tüyleri traş etmesi gerektiğini fark edince, oğlu için oldukça utandırıcı bir yoldan konuya girer. Bu hareketi sonrasında oğlu babasına, okuldaki arkadaşından öğrendiği kadarıyla, travma diye bir şey olduğunu söyler. Aldığı cevap basittir: “Nereden öğreniyo

Listelerim

Blog sayfamın genelde sağ tarafında yer alan listelerimden 2011 ve 2012 yılları ile ilgili olanları artık kayda alarak, blog sayfamın sağ kısmını 2013 yılına hazırlamanın zamanı geldi. Aslında kafamda 2013 listeleri de var, fakat gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden emin olamadığım için onları vakti geldikçe listeye eklemek istiyorum. 2013 sonunda daha çok kitap, film, oyun hakkında yazmak dileğimle. 2012'DE OKUDUĞUM BAZI  KİTAPLAR Şule Gürbüz - Akıl Yoktur Şule Gürbüz - Zamanın Farkında Şule Gürbüz - Kambur Ali Teoman - Cafe Esperanza Albert Camus - Yabancı Metin Arditi - Turquetto Sinan Sülün - Karahindiba Mahir Ünsal Eriş - Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Tezer Özlü - Eski Bahçe Eski Sevgi Barış Bıçakçı - Baharda Yine Geliriz Ayfer Tunç - Memleket Hikâyeleri Orhan Pamuk - Şeylerin Masumiyeti Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi Orhan Pamuk - Saf ve Düşünceli Romancı Barış Bıçakçı - Bizim Büyük Çaresizliğimiz Murathan Mungan - Aşkın Cep Deft